Kaynak: İstanbul Cerrahi Hastanesi
Dr. Gül Tan Çetmeli
2011 Ağustos ayında Manisa’da, sonra Sakarya, İzmir, Aydın ve Isparta’da ateş ve santral sinir sistemi tutulumuyla seyreden olgu bildirimleri ve 3 hastanın ölümüyle gündeme gelen hastalık ilk kez 1937’de Uganda’da tanımlanmış.
Sivrisinekler tarafından bulaştırılan insan, bazı memeliler (at , kedi, sincap, tavşan) ve kuşlarda hastalığa neden olan bir virüstür. Ilıman iklim kuşağında ve yaz sonu ile sonbahar başında daha sık görülür. Afrika, Amerika, Ortadoğu ve Asya’nın batısında görülmektedir, yakın zamanda Bulgaristan ve Yunanistan’ın kuzeyinde olgular kaydedilmiştir.
Hastalık çoğunlukla belirtisiz atlatılırsa da, %20 olguda 2- 14 günlük kuluçka süresini takip eden zamanda, ateş, baş ağrısı, genel vücut ağrıları, deride kızarıklıklar ve lenf bezi büyümeleriyle seyreder. Genellikle birkaç günde hafif belirtilerle atlatılırsa da 50 yaş üzerindeki ve immünsuprese kişilerde enfeksiyon daha şiddetli bulgularla seyredebilmektedir. Bu kişilerde yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı, kas zayıflığı, kas seyirmeleri, bilinç bulanıklığı, koma gelişebilir. Virüs, menenjit, ansefalit, meningoensefalit şeklinde tablolara yol açabilmektedir.
Tanı kan ve beyin omurilik sıvısında virüse özel antikorların saptanması ile konur.
Virüse yönelik bir tedavi yoktur ancak destek tedavi uygulanabilmektedir.
Aşısı yoktur, korunma sivrisinekle mücadele ile sağlanabilir. İnsandan insana bulaşma söz konusu değildir.
