Hayalet Hastalık Alkalen Reflü Tedavi Edilebiliyor

Hayalet hastalık olarak da bilinen alkalen reflü, ömür boyu çekmek zorunda olduğunuz bir kader değil. Hastaların büyük bir çoğunluğu ilaç destekli uygulamalardan ciddi faydalar sağlayabiliyor. Medicana Avcılar Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Çalıkuşu alkalen reflü gastrit hastalığı hakkında bilgi verdi, tanı ve tedavisini anlattı…

Alkalen reflü gastrit, mide çıkışında yer alan ve ‘pylor’ adı verilen, sinirsel kontrolle çalışan açılır-kapanır kapak düzeneğinin görev yapmaması sonucu gelişen bir hastalıktır. Mide çıkışı sürekli açık kaldığı için, mide çıkışının hemen yakınına, oniki parmak bağırsağına boşalan safra, midenin özellikle boş olduğu zamanlarda mideye kaçar. Safra, mide için tahriş edici kimyasal özellikler taşıdığı için, zamanla mide içini döşeyen örtücü mukozal yapı tahrip olur ve alkalen reflü gastrit gelişir.

Alkalen reflü gastrit tanısı gastroskopi denen endoskopik tetkik ile konur. Normal standartlarda yapılan bir gastroskopide alkalan reflü gastrit tanısı konmaması mümkün değildir. Ancak ne yazık ki hastada alkalen reflü gastrit mevcut olduğu halde yapılan birçok gastroskopide hastalığın tanısı konamıyor, bu nedenle hastalık hatalı yaklaşımlarla tedavi edilmeye çalışılıyor, yani tedavi edilemiyor.

Sağlıklı ve doğru bir endoskopi yapılabilmesi için:
• Gastroskopi anestezi altında yapılmalıdır. Ancak bir çok merkezde gastroskopi anestezi verilmeden, sadece hastanın boğazı lokal anestezik ile çalkalanarak yapılıyor. Bunun nedeni hastaya anestezi verilmesinin parasal maliyeti ve anestezi için gereken zamandan tasarruf etmektir. Anestezi verilmeden yapılan gastroskopi esnasında hasta panik halinde, yapan hekim ise işlemi bir an önce bitirme telaşı içerisindedir. Böyle bir işlemin sağlıklı ve doğru sonuçlar vereceğini düşünmemek gerekir.
• Gastroskopi için yeterli zaman harcanmalıdır. Uluslararası standart, giriş hariç minimum 20 dakikadır. Gastroskopi esnasında gereken titizliği göstermezsiniz, gereken manevra ve inceleme yöntemlerini uygulayamazsınız, sonuçta midede içerde var olan birçok şeyi göremezsiniz.
• Gastroskopi tamamen yapan kişinin pratik ve göz tecrübesine bağlıdır. Bu nedenle bir endoskopistin yeterli tecrübeye sahip olması gereklidir. Ülkemizde ne yazık ki tecrübeli endoskopist sayısı gerçekte çok azdır.
• Gastroskopi yapılan cihazın yeterli donanıma ve kullanım özelliklerine sahip olması gereklidir. Periyodik bakımları yapılmayan, yeterli temizlik ve sterilizasyon uygulanmayan, ışık kaynakları yetersiz cihazlarla yapılan işlemlerden alınan sonuçlar da çoğu kez yetersiz oluyor.
Diğer yandan gastroskopi öncesi hasta uzun süre aç ve ayakta kalıyor. Uzun süre boş ve dikine duran bir midede fiziksel nedenlerle safra kaçağının saptanamaması doğaldır. Safra kaçağının tespiti için:

1. Hastanın tamamen gevşemesi, karın içi basıncının düşmesi gerekir ki, bu ancak anestezi ile sağlanabilir. İşlemin hastanın uyutulmadan yapılması safra kaçağının tespit edilememesine yol açar.
2. İşlem esnasında safra kaçağının olduğunu görmek için hastanın yeterli bir süre yatar pozisyonda kalması gerekir, bunun için de ilave süre gereklidir.
3. Yine işlem esnasında pilor kapağının açılıp kapanma fonksiyonunun normal ya da bozuk olduğu, yani pylor’un görev yapması ya da yapamaması da ancak pilorun yeterli süre gözlenmesi ile izlenebilir.
4. Bazı durumlarda fonksiyon yapmayan piloru gözlemek için bazı uyarı testlerinin ve manevralarında yapılması gerekir, bu da ilave süre gerektirir. Mide kasılmaları ile pylor önündeki mide kısmının kasılması, çoğu kez pylorun kapandığı izlenimini yaratır. Ancak peristaltik dalga geçtikten sonra pylorun gözlenmesi ile pylorun kapanmadığı ortaya çıkarılabilir. İşleme ayrılan sürenin kısalığı bu gözlemi yapmamıza engel olur.

Tespiti zor bir hastalık
Yukarıda dile getirdiğimiz tüm bu nedenler, birçok hastada mevcut olan safra kaçağının görülememesine ve alkalen reflü gastrit hastalığının saptanamamasına yol açar. Hasta mevcuttur, şikayetleri mevcuttur ancak hastalık tespit edilemez. İşte bu durum alkalen reflü gastrit hastalığını bir hayalet hastalık görünümüne sokar. Bir çok endoskopist, gastroskopi esnasında zaman ve kullanılan aletlerdeki eksiklikler nedeni ile mideden doku biyopsisi almaz. Ancak biyopsi alınırsa, biyopsi sonrası alınan patolojik sonuçta antral gastrit ve metaplazi vurgulanır ise bu sonuç zaten safra kaçağının mevcudiyetinin bir delilidir.

Tedavi hem çok zor hem çok kolay
Alkalen reflü gastrit tedavisi hem çok zor hem de çok kolaydır. Alkalen reflü gastriti olan bir hastanın ilaç tedavisinden fazla bir beklentisinin olmaması gerekir. Tedavinin başlangıç döneminde, kısa süreli PPİ ve antiasit tedavisi mide mukozasındaki hasarın onarımı açısından faydalı olabilir. Ancak tedavinin başarılı olabilmesi ve hastanın yakınmalarının azalması veya düzelmesi hastanın yaşamında yapması gereken bazı değişikliklere bağlıdır.

Alkalen reflü gastriti olan bir hasta, öğün yemeklerinden 1 saat sonra başlamak üzere yaklaşık olarak bir saat aralıklarla düzenli olarak fazla olmamak kaydı ile bir şeyler yemelidir. Birkaç bisküvi, küçük bir sandviç, bir avuç leblebi, birkaç dilim meyve vb. Bu şekilde mideye giren bu besin maddeleri midenin sağma hareketlerinin başlamasına neden olur. Mide içerisindeki bu besin maddelerini on iki parmak bağırsağına atıp kendisini boşaltmaya çalışırken, eğer varsa içerisindeki safra sıvısını da boşaltır. Diğer yandan midenin ileri doğru sağma hareketleri devam ederken geriye doğru safra kaçağı da olmayacaktır. Bu şekilde mide kendisini safra kaçağından ve safranın yapacağı tahripten korumuş olur.

Yatarken ne yapmalı?
Akşam yattıktan sonra uyumakla geçirdiğimiz süre, midemiz boş ve hareketsiz olduğu için safranın mideye dolabileceği en uygun zaman dilimidir. Alkalen reflüsü olan bir hasta bu sürede ne yapabilir? Bunun için en uygun yöntem hastanın yatağının üst kısmını belden yukarı kısmına gelecek şekilde 30 derece yükseltmesidir. Tam yatar pozisyon yerine 30 derece yatay pozisyonda yatmak yer çekiminin etkisi ile safranın mideye değil, aşağı doğru bağırsağın ileri kısımlarına akmasına neden olur.
Bu iki uygulamanın hasta tarafından disiplinli bir şekilde uygulanması, alkalen reflülü hastalara uzun ilaç tedavilerinden çok daha fazla yararı olur. Bu yöntemlerden faydalanamayan az sayıda hasta olabilir. Bu hastalar için önlerinde cerrahi seçenek, yani ameliyat olma seçeneği de mevcuttur.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Alkalen reflü gastrit bir hayalet hastalık değildir. Alkalen reflüsü olan hastalar için bu ömür boyu çekmek zorunda oldukları bir kader değildir. Hastaların büyük bir çoğunluğu yukarıda ifade ettiğimiz gibi ilaç destekli uygulamalardan ciddi faydalar sağlayabilirler. Bu uygulamalardan fayda sağlayamayan özellikle genç ve orta yaşlı hastalar için, cerrahi tedavi yani ameliyat seçeneği de korkulmaması gereken bir tedavi seçeneğidir.

Yorum Yaz